KONUMLANDIRMA
(POSITIONING)
Konumlandırma;
Al Ries ve Jack Trout’un reklam dünyasına kazandırdığı muhteşem kavram. Al Ries
ve Jack Trout konumlandırmanın tanımını şöyle yapıyor: “Konumlandırma bir ürünle başlar. Bir mal, bir hizmet, bir
şirket, bir kurum, hatta bir kişiyle. Belki de kendinizle. Fakat konumlandırma
bir ürüne yaptığınız bir şey değildir. Konumlandırma potansiyel müşterilerin
zihnine yaptığınız şeydir. Diğer bir deyişle, ürünü potansiyel müşterinin
zihninde konumlandırırsınız. Yani, bu konsepte “ürün konumlandırması” demek
yanlıştır. Ürünün kendisine aslında bir şey yapmazsınız. Ama bu,
konumlandırmanın değişim içermediği anlamına gelmez. İsimde, fiyatta, ambalajda
yapılan değişiklikler aslında üründe yapılan değişiklikler değildir. Bunlar
esasen potansiyel müşterinin zihninde kayda değer bir konumu teminat altına
almak amacıyla yapılan kozmetik değişikliklerdir. Konumlandırma aşırı iletişim
içindeki bir toplumda iletişim sorunlarını ciddi bir şekilde ele alan
düşünceler bütünüdür.” [1]
Konumlandırma isimli bu kitabın ilk sayfalarında işte böyle tanımlamışlar konumlandırmayı. Daha basite indirgemek gerekirse konumlandırma, bir markanın, ürünün, kurumun veya hizmetin tüketici zihnindeki yeri diyebiliriz. Konumlandırma, özellikle işletmeler için büyük önem taşıyan bir kavramdır. Konumlandırmayı var olan işletmelerimizde, kişisel hayatımızda, işletmemizin çıkaracağı yeni bir üründe, yeni bir hizmette veya var olan biz hizmet ya da üründe, markalarda vb. gibi bir çok alanda kullanırız.
Hayatımızın büyük bir alanına girmiş olan bir çok marka bu teknikten faydalanmış ve çoktan bizlerin zihninde yer edinmiştir. Al Ries ve Jack Trout’un da bahsettiği konumlandırmanın en önemli özelliği tüketici zihnini fethetmesidir. Bir ürün, bir marka veya bir slogan duyunca aklımıza ilk gelen şey aslında başarılı bir konumlandırmanın neticesidir. Konumlandırma bazen o kadar güçlüdür ki ürün ismi-markası, ürünün önüne geçer. Bunun en bariz örneği Selpak markasıdır. Açıklamak gerekirse Selpak aslında bir kağıt peçete markasıdır ancak marka zihinlerimizde o kadar güçlü konumlanmıştır ki kağıt peçete deyince aklımıza direkt Selpak gelir. Hatta o kadar yer etmiştir ki kağıt peçete almak için bir markete gittiğimizde kağıt peçete değil de “Selpak alabilir miyim” diyoruz. Konumlandırma markanın en temel ihtiyaçlarından birisidir ve günümüz markalarının olmazsa olmazıdır.